31 Temmuz 2007 Salı

Kaos Kapısı

1Eski dar bir kapı var. Buradan geldik başında ve nihayetinde buradan çıkıp gideceğiz.

Önceleri eşikte ayak sürüdük, sonra fazlaca istekli bir şekilde adımımızı attık içeri. Fakat o zamanlar tüm bağımız kopmamıştı; kapı arkamızdan kilitenmemişti. Arada sırada kapının bağladığı mekanlar arasında yolculuklara çıkıyorduk.

Fakat zaman ilerledikçe çoğumuz ahmakça bir gururla, kendi ellerimiz ile kilitledik kapıyı. Anahtarı da güvenli bir yere sakladık. Sanıyorduk ki istediğimiz zaman - çok gerekirse - kapıyı açıp, çeşitli seyahatler yapıp geri dönebilirdik. Fakat öyle olmadı. İnsanların çoğu o güvenli yeri tekrar bulamadı ve o kapı da unutulup gitti.

Kilitli kalanlar, artık o kapıdan 2 şekilde geçebilir sadece.
İlki uyurgezer olarak, istem dışı. Fakat hem gezerken uyurlar, hem de kördürler; o görkemi görmezden gelir, küçümserler.
İkinci ise son gün geldiğinde. O kapı kendiliğinden açılıp da - siyah veya beyaz bilemeyeceğim, belki de gri - sahibi görülmeyen bir el tutup onları zorla dışarı sürüklemeye başladığında ve nihayetinde geldikleri kaosa, ya da huzura doğru geri emdiğinde.

Hiç yorum yok: